Üreme; canlı vücudu için çok önemli bir fizyolojik olaydır ; çünkü canlılığın devamı için üreme şarttır. Üremenin olabilmesi için fizyolojik gelişimini tamamlamış erkek ve dişinin uygun şartlar altında bir araya gelmesi gerekir. Üreme fizyolojisinde dişi üzerine büyük sorumluluklar düşer. Meydana gelebilecek herhangi bir bozukluk sadece anneyi değil yavruyu da etkiler. Yavru ilk doğduğunda genital organlar gelişimini tamamlamamıştır. Erginliğe geçiş ile birlikte fizyolojik gelişim tamamlanır ve yavru oluşumu sağlanabilir. Bu fizyolojik olayların gidişinde her zaman tam bir düzen olmayabilir. Bu düzensizlikler de üreme ile ilgili problemler ve hastalıklar olarak karşımıza çıkabilir.

DİŞİ KEDİLERDE ÜREME

Dişi kedilerin ergenlik yaşı ( seksüel olgunluk ) çoğunlukla 6-15 ay arasındadır. Hastalık, beslenme ,ırk farklılıkları, iklimsel farklılıklar ve genetik faktörler bu sürenin uzamasına etki eden faktörlerdir. Dişi kediler için en uygun çiftleşme zamanı ise genellikle 12-18. aylar arasındadır. Dişi kedilerin kızgınlık ( östrus ) dönemine geldiklerini anlamak mümkündür. Kedinizin kuyruğunun üst kısmına dokunduğunuzda hemen poposunu kaldırarak tepki verir ve çoğunlukla yumuşak sesler çıkarır . Haraketlilik ve oyunculuk artar. Dışarı çıkma isteği fazladır. Sürekli yalanma ve temizlenme isteği vardır . Dişi kedilerin kızgınlık ( östrus ) süresi ortalama 12 gündür. İki östrus dönemi arasındaki süre ortalama 3-4 aydır. Zaman zaman hormonal bozukluklar, hastalıklar, stres, iklimsel faktörler gibi sebeblerden dolayı bu süre artabilir veya azalabilir.

Dişi kediler östrus döneminin herhangi bir gününde çiftleşebilir ve çiftleşme sonunda gebelik meydana gelecektir. Kedilerde gebelik süresi 58-62 gündür. Kedilerde bir doğumda yavru sayısı genellikle 1-5 arasında değişir. Dişi kedi sahiplerinin kedilerinden yavru almaya karar verdiklerinde unutmamaları gereken birçok önemli nokta vardır. Öncelikle doğacak yavruların sahiplendirilmesi konusu göz önünde tutulmalıdır. Eğer anne yavruları ile ilgilenmezse tüm yavruların bakımının (mamalarını vermek,ciş ve kakalarını yaptırmak,ısınma sorununu çözmek gibi) kedi sahibine kalacağı unutulmamalıdır.

Güç doğum gibi anneyi ve yavruları etkileyebilecek bazı doğum problemleri ile karşılaşma ihtimali ve yavruları sahiplendirene kadar onların bakımı için yapılması gereken harcamaları göz önünde bulundurulmalıdır. Dişi kedi sahipleri kedilerini çiftleştirmeye karar verdikten sonra mutlaka veteriner hekimle görüşerek kedinin doğumuna engel bir şey olup olmadığını öğrenmeli ve kedisini genel bir kontroldan geçirmelidir. Genelde dişinin daha rahat ve huzurlu olabilmesi kendi mekanında olması uygundur. Dişi kediyle çiftleştirilecek erkek kedinin de, sağlık durumunun, mizacının ve genetik bir probleminin olup olmadığı öğrenilmelidir. Çiftleştirme genelde dişinin daha rahat ve huzurlu olabilmesi açısından kendi mekanında olmalıdır. Gebelik dönemine gelindiğinde en önemli konu beslenmedir. Bu dönemde annenin ihtiyaçları çok fazla artacağı için ona verilecek gıdalar özenle seçilmelidir.

Veteriner hekim gerekli görürse vitamin ve mineral takviyesi yapılabilir. Gebelik döneminde kedinin fazla kilo alması engellenmelidir. Hamileliğin seyri sırasında (30- 45- 55. günlerde) veteriner hekime götürülerek hamilelik sürecinin normal olup olmadığı kontrol ettirilmelidir. Çiftleşmeden en az 27 gün sonra ultrason bakısı ile yavruların sağlıklı gelişip gelişmediği ve sayısı öğrenilebilir. Doğumun son günlerinde memeler iyice büyür ve hafifce dokunulduğunda uçlarından süt sızar. Çok çabuk yorulur. Huzursuzluk, iştahsızlık ve gizlenme isteği vardır. Karnı iyice gerilmiş ve yavru sayısına bağlı olarak oldukça büyümüştür. Doğum iyice yaklaştığında sancı hali çok belirginleşir. Doğuma bir veya iki saat kala vulvadan bir miktar sıvı akar ve bu doğumun başlayacağının en önemli belirtisidir. Kediler çoğunlukla kendi başlarına rahatlıkla doğum yapabilirler.

Sadece her hangi bir problem olduğunda müdahale etmek gerekir. Yavrular doğduklarında bir kese içindedirler ve göbek kordonuyla anneye bağlıdırlar.Genelde doğum sırasında anne yavruların göbek kordonlarını keser ve üzerlerindeki zar tabakasını temizler ; ancak bazı durumlarda bunu kedinin sahibinin yapması gerekebilir. Bu nedenle kedi sahibinin elinin altında keskin bir makas, biraz dikiş ipliği ve birazda antiseptik olarak biokadin veya tendürdiyot bulunması gerekir. Yavru doğduğunda üzerindeki zar tabakası elle yırtılır ve yavrunun üzerinden alınır.

Göbek kordonu göbeğin yaklaşık 2 cm ilerisinden bağlanır. Bolca antiseptik sürülür ve bağlanılan yerin 1 cm ilerisinden kordon kesilir. Eğer anne yavruyu yalayıp temizlemiyorsa temiz ve kuru bir havlu ile yavru kurulanır. Normal bir doğumda doğum aralığı 15-30 dakika kadardır. (Bazı doğumlarda bu sürenin 7-8 saate kadar uzadığı görülmüştür) Doğum sırasında eğer yavrunun bir kısmı doğum kanalından çıkmış ve o şekilde sıkışıp kalmışşa anneye yardım etmek gerekir. Bunun için annenin her ıkınması sırasında yavrunun geliş poziyonuna göre arka veya ön bacaklarından dikkatlice çekerek yavruyu dışarı almak gerekir. Eğer anne sık sık ıkındığı halde yavruyu doğuramıyorsa ya yavru çok büyük veya geliş pozisyonu terstir ve bu önemli bir sorundur.

Bu durumda en fazla 30 dakika bekleyip hemen veteriner hekime başvurulmalıdır. Her yavru ie birlikte düşmesi gereken plesanta artığının doğumdan sonra atılıp atılmadığına dikkat edilmelidir ; çünkü herhangi bir plesanta artığının içeride kalması daha sonra ciddi sorunlara yol açabilir. Doğum yapan kediler normal koşullarda yavrularıyla aşırı ilgilidirler ;ancak bazı acemi anneler yavrularından uzaklaşabilir veya yavruya zarar verecek kasıtlı davranışlarda bulunabilir. Böyle durumlarda anneye engel olmak ya da yavruları anneden uzaklaştırmak gerekir.

Eğer yavru sayısı çok fazla ise hepsinin birden anne tarafından beslenmesi çok zor olacaktır. Bu nedenle yavruların bir kısmı biberonla beslenmeli anneye yardımcı olunmalıdır. Aksi takdirde anne beslenemeyerek zayıf kalan yavruları içgüdüsel olarak iyice kendinden uzaklaştıracaktır. Doğumdan sonra annenin beslenmesi normal beslenme dönemine göre çok daha güçlü olmak zorundadır. Bunun için mutlaka veteriner hekime danışılarak bilgi alınmalıdır. Doğum bittikten sonra da anneden bir müddet daha akıntı gelmesi normaldir ; ancak bu süre çok uzarsa (20-30 gün) mutlaka veteriner hekimle görüşülmelidir.

ERKEK KEDİLERDE ÜREME

Erkek kedilerde ilk seksüel olgunluk yaşı 7-11 aydır. Bu süre ırka, iklime , genetik faktörlere, beslenmeye bağlı olarak değişebilir. Erkek kedilerde ilk çiftleşme zamanı ise genellikle 11-12 aydır. Erkek kedilerde çiftleşme siklusu için belirli bir zaman yoktur. Herhangi bir sağlık problemi yoksa her zaman çiftleşmeye hazırdır. Erkek kedi çiftleştirilmeden önce veteriner hekime götürülerek parazit ve genel sağlık kontroller, yaptırılmalı , aşıları tamamlatılmalıdır. Çiftleşeceği dişinin de kontrol altında ve sağlıklı olmasına özen gösterilmelidir.

DİŞİ KEDİLERDE ÜREME PROBLEMLERİ

A) ABORTUS

Normal bir gebelik sırasında çeşitli nedenlere bağlı olarak yavrunun vaktinden önce uterus dışına çıkmasına yavru atma yani abortus denilir. Erken doğum olayı ile abortusu birbiriyle karıştırmamak gerekir ; çünkü erken doğum olaylarında yavru yaşama şansına sahiptir. Yavru atma olaylarında ise yavru anne karnındayken ölür vücut tarafından yabancı cisim olarak değerlendirilir ve dışarı atılır. Yavru atma gebeliğin ilk dönemlerinde olabileceği gibi daha ileri dönemlerde de şekillenebilir. Bazen yavru atmaların farkına varılmayabilir ve hayvanın hamile kalmadığı düşünülür. Özellikle gebeliğin tam olarak tanısının konulamadığı erken devrelerde şekillenen abortus olaylarını belirlemek genellikle atılan yavruların anne tarafından yenilmesi veya saklanması nedeniyle mümkün olmayabilir. Ayrıca kedilerde, çoğunlukla hamilelik sırasındaki yavru ölümlerinde yavrular atılmayarak vücut tarafından mumifiye veya masere edilebilir ve herhangi bir belirti görülmeyebilir. Abortuslar oluşum nedenlerine göre ; enfeksiyöz ve enfeksiyöz olmayan yavru atmalar olarak gruplandırılır.

Enfeksiyona Bağlı Yavru Atmalar

Hamile kedilerde herhangi bir hastalığın etkisi ile şekillenebileceği gibi uterustaki bir enfeksiyona bağlı olarak da gelişebilir. Kedilerde Salmonella, E.coli ve Toxoplasma gondi gibi bakteriyel, Panleukopeni veya FIV gibi viral enfeksiyonlar yavru atmaya neden olabilir. Yüksek beden ısısı, anemi ve dehidrasyon ile seyreden ve genel durumun bozulduğu sistemik hastalıklar sırasında da yavru atmalar şekillenebilir.

Enfeksiyona Bağlı Olmaksızın Meydana Gelen Yavru Atmalar

Bu tür yavru atmaların belirgin bir sebebi yoktur. Yaralanma , düşme vb. bir nedene bağlı olarak yavrunun ölmesi, bazen de uterustaki bir anomalinin varlığına bağlı olarak yavru gelişiminin durması nedeniyle abortus şekillenebilir. Ayrıca hormonal yetersizlikler, diabetes mellitus gibi endokrin sistemle ilgili bozukluklar, vitamin yetersizlikleri ve beslenme bozuklukları da yavru atmalara sebep olabilir. Enfeksiyöz veya enfeksiyöz olmayan abortusların belirtileri arasında gebeliğin ilerleyen dönemlerinde iştahsızlık, kusma, beden ısısında artma, durgunluk ve abdominal kontraksiyonlar sayılabilir.

Abortuslarda elbetteki en belirgin semptom ölü yavrunun görülmesidir. Ayrıca vajinal akıntı da önemli bir bulgudur. Böyle bir durumda vakit kaybedilmeden veteriner hekime başvurulması gerekmektedir. Yapılacak ultrasonografik bakılar hem yavru hem de annedeki gelişim ve bozukluklar hakkında daha kesin bilgi verecektir. Zorunlu olmadıkça medikal bir tedaviden kaçınılmalıdır. Eğer yavru atıldı ise uterusun pyometra ( rahim enfeksiyonu ) veya mumufiye yavru yönünden muayene edilmesi gerekmektedir. Uterus içinde atılamayan mumifiye yavruların varlığı ya da pyometra söz konusu ise operatif müdahale gerekmektedir. Toxoplazma enfeksiyonunun tespit edildiği kediler çiftleştirilmemelidir.

B) ANOMALİLER

Uterus Dışı Gebelikler

Döllenmiş yumurtanın çeşitli nedenlerle uterusa ulaşamayarak başka bir yerde gelişmesine uterus dışı gebelik denilir. Kedilerde oldukça nadir görülür. Uterus dışı gebelik yerleşim yerine göre ovarium gebeliği, oviduct gebeliği ve abdominal ( karın boşluğu ) gebelik olmak üzere 3 ‘ e ayrılır . Ovarium ve oviduct gebeliği kedilerde pek gözlenen anomalilerden değildir; ancak abdominal gebelik görülebilir. Abdominal gebelik ya döllenmiş yumurtanın döl kanalına girememesi veya uterusta meydana gelen bir yırtıktan karın boşluğuna düşmesi sonucu meydana gelir. Abdominal gebelikde, döllenmiş yumurta karın boşluğunda plasenta oluşturarak gelişmeye devam eder. Bu gelişim hiç bir zaman tam bir yavru gelişimi şeklinde olmadığından doğum ile sonuçlanmaz. Çoğunlukla belli bir gelişimden sonra yavru ölür veya mumifiye olur. Uterus dışı gebeliğin teşhisi çok zordur. Annede meydana gelen belirtiler yardımıyla veya karın boşluğunun tesadüfen açılması ile teşhis konulur.

Mola

Gebeliğin erken dönemlerinde embriyonun ölmesi ancak yavru zarlarının gelişmeye devam etmesi sonucu oluşan içi sıvı dolu kitlelere mola denir. Genellikle yavrulardan biri gelişirken diğeri gelişemez ve mola oluşumu şekillenir. Tespit edilmesi oldukça güçtür ; ancak doğum sırasında dikkat edilirse görülebilir. Tespit edildikten sonra operatif olarak alınması mümkündür.

Gebelik Rezorpsiyonu

Gebeliğin ilk dönemlerinde yavrunun ölmesi ve vücudun bu dokuları emmesi ile şekillenen ve nadir görülen bir olaydır. Hiç farkedilemeyebilir ; kızgınlıklar arasındaki sürenin uzaması önemli bir bulgudur.

Mumifikasyon

Yavru zarları ve yavru yumuşak doku sıvılarının emilmesi sonucu yavrunun sert deri ile kaplanarak iskelet halini almasıdır. Kedilerde köpeklere göre daha sık görülür. Beslenme yetersizliği , hormonal yetersizlik ve travma nedeniyle oluşabilir. Ultrasonografik muayene ile teşhis edilir. Mumifikasyon sonucu genellikle abortus şekillenir. Abortus şekillenmemişse mumifiye yavru operatif olarak alınabileceği gibi hormon uygulanarak suni doğum ile yavrunun atılması da gerçekleştirilebilir.

Maserasyon

Uterusta ölen yavrunun yumuşak dokularının sulu kahverengi bir kitle halini alması ve yavru iskelet kemiklerinin yumuşayarak birbirinden ayrılmasıdır. Bu erime nedeniyle uterusta iltihabik bir yapı meydana gelir. Sürekli sancı, kilo kaybı ve vulvadan gelen zamanla irinli bir hal alan koyu renkli akıntı en önemli bulgulardır. Tedavi operatiftir, uterusun alınması gerekir.

C ) KEDİLERDE İSTENMEYEN GEBELİKLER

İstenmeyen gebelikler oldukça sık görülen bir durumdur. Kızgınlık döneminde kediler kaçmaya çok meyillidirler ve engel olmak genellikle oldukça zordur. Dişi kedinin kontrol dışında çiftleşmesi sahibi açısından bir takım problemler yaratabilir. Farklı ırklarla çiftleşme nedeniyle doğacak yavruları sahiplendirme güçlüğü bu problemlerin başında gelir. Böyle bir durumla karşılaşmamak için alınabilecek en iyi önlem dişi kedilerin çiftleşme döneminde çok dikkatli olmak ve kaçmasını engellemektir. Östrus döneminin hormon kullanılarak bastırılması , kısırlaştırma, istenmeyen çiftleşme gerçekleşmiş ise hormon kullanılarak yavru oluşumunun önüne geçilmesi istenmeyen bir gebeliğin önlenmesinde kullanılan yöntemlerdir.

Dişi kedinin çiftleştiği görüldüğünde onun hamile kalması önlenmek isteniyorsa vakit kaybetmeden veteriner hekime başvurulmalıdır. Üç gün ara ile yapılacak hormon uygulaması ile sorun büyük ölçüde çözümlenebilir. Bu konuda dikkat edilmesi gereken en önemli unsur zamandır. Çiftleşmeden sonraki 3 gün içinde yapılan uygulamalarda başarı şansı yüksektir. Hormon uygulamalarında amaç döllenmiş yumurtanın uterusa yerleşmesini yani implantasyon denilen bağlanmayı önlemektir. İstenmeyen gebeliklerde uygulanabilecek diğer bir yöntem ise operatif olarak yavrunun alınmasıdır.

Operasyon ile sadece yavru alınabilir ; ancak yavru ile birlikte uterus ve yumurtalıkları da alınması veteriner hekimlerce daha çok tercih edilen bir yöntemdir ve daha sonraki dönemlerde de oluşabilecek istemeyen gebeliklerin de önüne geçer. Uzun süreli hormon tedavisi ile östrusun ertelenmesi veya bastırılması bir takım problemlere sebep olabilmektedir. Bu sebepler arasında en sık görüleni rahim iltihaplarıdır.

D ) KEDİLERDE YALANCI GEBELİK

Kızgınlık dönemi sonrasında çiftleşme olmadığı halde gebelik belirtilerinin görülmesi yalancı gebelik olarak adlandırılır. Kedilerde ovulasyonun, çiftleşmeyle birlikte başlaması nedeniyle köpeklere oranla daha az görülür ve belirtiler dikkat çekici değildir. Kedilerdeki yalancı gebelikte nadir olaraak memelerde süt birikimi görülür. Bu dönemde uterus dokusunda hormon etkisi ile değişimler olmaktadır. Arka arkaya şekillenen kızgınlık sonrası yaşanan yalancı gebelik olaylarında rahim iltihabı meydana gelme riski oldukça fazladır. Yalancı gebelikte memelerde süt birikimi şekillendiği takdirde buna bağlı olarak ağrı ve yangı görülebilir. Bu nedenle yapılacak ilk iş sütün geriletilmesine yönelik bir tedavi olmalıdır. Ancak uygulanacak hormon tedavilerinin sakıncaları da göz önünde bulundurulmalıdır.

E ) KISIRLIK

Dişi kedilerde çeşitli nedenlere bağlı olarak hamile kalamama ve yavru alamama haline kısırlık denir ; ancak kedilerde kısırlık köpeklere oranla daha nadir görülür. Kısırlık; doğmasal ya da edinsel nedenlere bağlı olarak geçici veya kalıcı olarak şekillenebilir. Sonradan oluşan kısırlıkların tedavi ile giderilme olasılığı yüksek olmasına karşın doğmasal olan kısırlıkların giderilmesi pek mümkün değildir. Dişi genital organlarındaki yapısal veya işlevsel bozukluklar, hastalıklar, beslenme, çevresel faktörler kısırlığın sebeplerindendir.

Dişi genital organlarında yapısal bozukluklar doğmasal veya edinseldir. Genital organlarda anatomik olarak normal yapının bozulmasına bağlı olarak çoğunlukla fonksiyonel bozukluklar da gelişmiştir. Dişi kedilerde infertiliteye (kısırlık) neden olan kalıcı hymen (zar) ve tek kornu olması nadir görülen doğmasal bir anomalidir; ancak yavru almak çok ender de olsa görülebilir. Dişi kedilerde nadir olarak görülen hermaphroidismus da ( çift cinsiyetlilik ) bir infertilite sebebidir. Operatif olarak ve hormonal tedavi ile hasta tek cinsiyetli hale getirilebilir; ancak yavru almak pek mümkün değildir. Ovariumdaki gelişim bozuklukları ,ovaryumların tek veya iki taraflı olmaması, ovaryumların gelişmemesi gibi anomaliler de kısırlığa neden olmakla birlikte ovarium kistleri dişi kedilerde görülme olasılığı en yüksek olan infertilite nedenidir. Kedilerde ovarium kistleri genellikle tek taraflı şekillenir. Metastaz özelliği olmamasına karşın klinik belirtilerin geç görülmesine bağlı olarak geç tespit edilir ve tedavi yöntemi olarak kısırlaştırma tercih edildiğinden kalıcı bir infertiliteye neden olur.

Dişi genital organlarında işlevsel bozukluklar, çoğunlukla kalıcı olmayan ve uygun tedavilerle yavru alma olasılığı yüksek olan fonksiyonel bozukluklardır ; ancak ovariumla ilgili anomaliler geliştiğinde kalıcı bir infertiliteye de neden olabilir. Östrusun olmaması , düzensizliği vb. seksüel siklus ile alakalı bozukluklar infertilite nedenleri arasında sayılabilir. Ayrıca kedilerde, sık östrus nedeniyle hormon uygulamaları ve buna bağlı olarak şekillenen ovaryum kistleri, pyometra ve metritis de infertilite önemli infertilite sebeplerindendir. Vulva, vagina ve uterustaki her türlü yapısal değişiklik çiftleşmeye engel olacağından direkt olarak kısırlık nedenleri olarak sayılabilir. Uygun bir tedavi uygulanırsa iyileşebilir ve yavru almak mümkün olur.

Genital Hastalıklar, genital kanalı etkileyerek infertiliteye neden olur; ancak genellikle medikal tedavilere cevap verdiklerinden uzun süreli uygun tedaviler sonrasında yavru almak mümkün olabilir. Enfeksiyöz karakterli vulvitis, vajinitis, metritis ve pyometra gibi hastalıklar ile Toxoplasma gondi enfeksiyonları da kısırlık nedenidir. Uterus mukozasındaki enfeksiyonlara bağlı oluşan hasarlar nedeniyle yavrunun uterusa implante olamaması infertilite sebebidir ; ancak kedilerde sıklıkla yavruların mumifikasyonu, masserasyonu ve buna bağlı infertilite şekillenme olasılığı daha yüksektir.

Beslenme ve çevresel faktörler, dişilerin fertilite yeteneğini etkileyen nedenlerden biridir. Aşırı beslenme, fazla kilolar, proteince fakir gıdalarla beslenme dişilerde fertiliteyi olumsuz etkileyen faktörlerdir. Dişilerde aşırı kilo kadar ileri derecede zayıflığın da ovulasyon yeteneğini düşürdüğü bilinmektedir.Bazı dişiler görünürde hiç bir neden olmadığı halde erkek kediyi kabul etmeyebilir. Bu durum sadece o erkek kedi ile ilgili olabileceğinden başka bir erkek seçmek durumun çözümü için faydalıdır. Ayrıca dişiler kendi ortamlarında daha rahat olacağından mekan değişikliği gibi bir nedenle de çitleşmeyebilirler.

ERKEK KEDİLERDE ÜREME PROBLEMLERİ

KISIRLIK

Doğmasal , edinsel ve çevresel faktörler erkek kedilerin dölleme yeteneğinin olmaması durumuna kısırlık denilir. Erkek kedilerde kısırlığın oluşumunda genetik nedenler , hastalıklar , anomaliler , beslenme ve yaş gibi çevresel faktörler önemli rol oynar.Erkek kedilerde psikolojik nedenler ( kötü şartlar , alışık olmadığı ortamlar ) çiftleşme isteğinin olmaması en sık görülen faktördür. Seksüel isteksizliğin nedenleri genelde fiziki veya psikolojik olduğundan olumsuz şartların düzeltilmesi ve hormon tedavileri ile kolaylıkla giderilebilir ve kalıcı bir infertilite şekillenmez.

Çiftleşme yeteneğinin olmamasının nedenleri ise genellikle edinseldir ve kalıcı bir infertilite söz konusu şekilenmez . Erkekde çiftleşme isteği olmasına karşın ağrıya neden olan penis yarası veya aşırı kilo gibi nedenlerle çiftleşmekten sakınabilir. Sebepler giderildiğinde ise yavru alınabilir.

İnfertilite nedenleri arasında spermin dölleme yeteneğinin olmaması tespiti en güç olan faktördür. Erkekte çiftleşme isteği ve çiftleşme var olduğu halde spermin dölleme yeteneğinin olmaması , az sperm üretimi veya hiç sperm üretilmemesi gibi bir nedenden dolayı kısırlık söz konusu olabilir. Bu nedenlerin oluşumuna erkek genital organlarında özellikle de testislerde kalıcı olabilen fonksiyonel bozukluklar neden olduğundan kısırlığın giderilmesi mümkün olmayabilir. Erkeklerde kalıcı kısırlığın şekillenmesinde en önemli neden anomalilerdir. Çoğunlukla doğmasal olarak şekillenirler ve hemen hemen geri dönüşümleri imkansızdır. Kriptorşizm ( testislerin keseye inmemesi ) anomali olarak şekillenir ve ancak tek taraflı şekillendiği durumlarda yavru alınabilir. Testislerin hiç olmaması, gelişmemesi veya sonradan atrofiye olması, doğuştan tek testis olması, kanalların yapışık veya dar olması, sperm üretiminin olmaması gibi doğmasal veya edinsel nedenlere bağlı olarak gelişen anomaliler de genellikle yavru almak mümkün değildir.

Ender görülmekle beraber hermaphroditismus (çift cinsiyet) olaylarında kalıcı bir infertilite şekillenebilir. Anomalilerde genellikle çiftleşme isteği ve çiftleşme vardır ancak yavru almak pek mümkün değildir. Yetersiz beslenme ve buna bağlı olarak gelişen zayıflık gibi bir metabolik yetersizlikler ise libidonun düşük olmasına neden olur. Ayrıca beslenmenin sperm üretimi ve miktarı üzerine direk etkisi vardır. Özellikle protein ve fosfor yönünden zayıf gıdalarla beslenen erkeklerde sperm üretimi düşüktür. Yaşlanma ile vücudun genel olarak tüm fonksiyonlarında görülen azalma üreme yeteneğinde de düşmeye neden olur. Endokrin bezlerin faliyetindeki azalmalar, testesteron salgılanmasındaki azalmalar ve yaşlanma ile artan eklem hastalıkları fertilitenin azalmasına neden olabilir.

DİŞİ KEDİLERDE KISIRLAŞTIRMA VE FAYDALARI

Dişi kedileri kısırlaştırmanın öncelikli yararı, östrus döneminin ömür boyu ortadan kalkmasıdır. Kızgınlık periyoduyla ilgili davranış bozuklukları, sinirlilik ve evden kaçmalar ortadan kalkacaktır. Zamansız ve istenmeyen çiftleşmeler olmayacaktır. Yumurtalıklar ve rahim alındığından bunlara ait kist, kanser ve iltihaplanma gibi olası riskler ortadan kalkacaktır. Özellikle ileri yaştaki kısırlaştırılmamış dişi kedilerde rahim iltihapları tehlikeli problemlerdir. Zaman zaman maddi açıdan bakıldığında kısırlaştırma operasyonu ekstra bir gider olarak düşünülse de daha sonra yapmanız muhtemel olan birçok harcamayı ortadan kaldıracaktır.